8 Ağustos 2010 Pazar

hayal

hayaller bizim iç dünyamızın oyuncağıdır, çoğu zaman avuntumuz, çoğu zaman umudumuz...
hayal kadar güzel bir kavram bulunamaz şu hayatta, bugün buna karar verdim. hayaller bizi bir şekilde de olsa hayata bağlıyor aslında. turkcell le hayata bağlanmak gibi değil yani. hayal kurmayan insan yok şu dünyada, olmamalı da. istemeden, farketmeden bile olsa gerçekleşiverir birden. hayal kurmak, kurabilmek çok güzeldir. gerçekleşip gerçekleşmemesi önemli bile değil. bir an bile olsa, insan gerçekleşmesini istediği birşeyin hayalini kurarken mutlu olabiliyor. hayalin yaşayışını, akıp gidişini izlemek bambaşka bir duygu. o hayalin öyle gerçekleşip gitmesinde belki çekiciliği. hayaller yıkıldığında geriye kalan tek şey, o anı gerçek olmasa bile gözünde tasvir edebilmiş olabilmektir. güzel bir filmi izlemiş gibi arkasına rahatça yaslanabiliyorsa eğer insan, hayal kurmanın kötü birşey olmadığının da farkına varmış demektir.
arzuyla hayal kavramları birbirlerini çok severler. hayal edersin, hayal ettiğin şeyi arzulamaya başlarsın. tabii bu hayaller gerçek dışı olmalıdır. onu aramak, bulmaya çalışmak, ona ulaşabilmek için çaba sarf edebilmek... bunlar gerçekleşiyorsa eğer, artık onu istemekten vazgeçersin bir süre sonra. bir bakarsın aslında istediğin o değildi, onun hayaliydi. bu yüzden insanlar maymun iştahlı zaten.
kimi zaman da bunun tam tersi olur, çok istersin, gerçekleşmez hiç bir zaman. aslında gerçekleşmeyeceğini de biliyorsundur. ama vazgeçemezsin, hayalini kurmaktan alıkoyamazsın kendini. sonra ne olur? hayaller yıkıldı dimi? yıkılan hayaller ardında üzüntü ve acıyı getirebilir evet. ama yenisini oluşturmak o kadar zor değil ki. parçaları birleştir ve yeniden oluşsun. eskisinden daha güzel olmayacağı ne malum? insan kendisine hayal kurdurabilecek birşeye sahipse asla vazgeçmemelidir hayal kurmaktan, kaçmamalıdır. çünkü üzdüğü kadar da mutlu eder.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder