1 Ocak 2012 Pazar

bizi bir daha bir araya getirmeyecek akreple yelkovan.
artık güneş sızmayacak penceremden.
suskunluğun kaplıyor geceyi, gözyaşlarıma boğuluyor saniyeler geçerken.
boğuldukça kusuyor o soğuk yalnızlığı bedenime. dumanlar karışıyor odamın tavanına.
son tebessümler kalmış meğer bilinmez bir banliyöde,
son kez ısınmış bedenim, son demlerinde.
harfler çok yabancı, kelimeler vurdumduymaz.
aynı cümlede yer almayacak belki de adlarımız.
belki artık farklı cümlelerin farklı paragraflarıyız.
başı olmayan bir cümlenin eksik kalmış kelimeleriyiz belki de...

bir gece, dakika misali akıp gitti gözyaşlarımla yarışırken,
gündüzünde kayboldu sevgim.
bu güne güneşsiz uyandım,
hiçbir canlının yaşamadığı bir yerde, yalnız bırakılmış kedi misali pıstım en karanlık köşeye.

hala sen kokuyor yastığım. yatamıyorum.
4 duvarda sen varsın, başımı kaldıramıyorum.
üflüyorsun soğuğu bedenime, titriyorum
seslerin yükseliyor evin içerisinde, engel olamıyorum.
keşke diyorum keşke, takvimler geriye sarsa,
keşke varsa ilk 14 üne, keşke o ateşle hıçkırsam tekrar sabahlara dek.
keşke, o umut fışkıran yüreğim yerine gelse.
keşke böyle bir gecenin arasında geçmişinin tokadı çarpmasaydı tekrar yüzüme.

bin kez ölüyorum...
kana bulanmış aşk,
gözlerini yumuyor güneşine,
son veda gecesinde.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder